Bu Blogda Ara

6 Nisan 2018 Cuma

UNIT 4- WORDS



Live on the edge: Riskli bir hayat sürmek

Afternoon: Öğleden sonra

Waterfall :şelale

Evening: akşam

At night: gece
Adventure: macera
In the morning: sabah
At noon: öğlen
Desire: İstek duymak


Mountain: dağ

On Thursdays: Perşembe günleri (günlerden önce “on” gelir.)

Forest: orman

On weekdays: haftaiçi

At the weekend: hafta sonu

Lake: göl

River: nehir

Always: Her zaman

İsland: ada

Usually: çoğunlukla

Beach: kumsal

Often : Sık sık

Ocean: okyanus

Sometimes: bazen

Desert: çöl

Rarely: nadiren

Hill: tepe

Never: Asla,hiç

Geographical features: Coğrafik özellikler

Volcanic eruption: Volkanik patlama

North Africa: Kuzey afrika

Earthquake: deprem

South Africa: Güney afrika

North America: Kuzey amerika

Avalanche: çığ

Tribal: kabile

Drought: kuraklık

Dance around the fire: Ateşin etrafında dans etmek

Landslide: heyelan

Flood: sel

Ride horse: Ata binmek

Hurricane: kasırga

Sudden explosion: Ani patlama

Sudden violent movement: Ani şiddetli hareketler

Earth’s surface: yeryüzü

Large amount of snow: Büyük kar kütlesi

Mass of rock: Kaya kütlesi

Suddenly and quickly: Aniden ve hızlı

Soil moving: Toprak hareketi

Beyond: öte

Storm: fırtına

Extremely: Son derece

Large wave: Büyük dalga

Earthquake: deprem

Natural disaster: Doğal afet

Scary: korkutucu

Bit: biraz

Unfortunately: maalesef

Experience: deneyim

Disaster: afet

Midnight: Gece yarısı

Heavy rain: Şiddetli yağmur

Regulation: düzenleme

Drift away: Uzağa sürüklenmek

Free from danger: Tehlikeden uzak

By the force of heavy water: Şiddetli suyun gücüyle

Earthquake drill: Deprem tatbikatı

Things fly in the air: Bir şeylerin havada uçuşması

By the way: Bu arada

Edge of a river: Nehir kenarı

Let nature take its course: Olayları akışına bırakmak

Part of our lives: Hayatımızın bir parçası

Face tsunamis: Tsunamiyle yüz yüze gelmek

Hard conditions: Ağır şartlar

Safety rules: Güvenlik kuralları

Sudden : ani

Early ages: Erken yaşlar

Less: az

Stay away: Uzak durmak

Safety: güvenlik

River bank: Nehir kıyısı

Rule: kural

Electrical wires: Elektrik telleri

Rich in mineral: Mineral açısından zengin

Geothermal energy: Jeotermal enerji

Alive tourism: Canlı turizm

Natural beauty: Doğal güzellik

Survive: Hayatta kalmak

Take the subject seriously: Konuyu ciddiye almak

Exactly: tamamen

Care: önemsemek

Government: hükümet

Detection: buluş

Warning system: Uyarı sistemi

Concluding sentence: Sonuç cümlesi

Supporting idea: Destekleyici fikir

Title: başlık

Topic sentence: Konu cümlesi

Strike: vurmak

Affect: etkilemek

Per hour: saatte

Magnitude: büyüklük

Cause: Sebep olmak

On record: kaydedilen

Occur: Meydana gelmek

Shoot a documentary: Belgesel çekmek

Zoo keeper: Hayvanat bahçesi bakıcısı

Wildlife photographer: Vahşi yaşam  fotoğrafçısı

Park ranger: Park bekçisi

Explorer: araştırmacı, kaşif

Put out fire: Yangını söndürmek

Fix the bike: Bisikleti tamir etmek

Survive hard conditions: Zor koşullarda hayatta kalmak

Journalist: gazeteci

Sand storm: Kum fırtınası

Continent: kıta

Strong wind: Şiddetli rüzgar

Journey: yolculuk

Communication: İletişim

Blow: esmek

Risky lifestyle: Riskli yaşam tarzı

Sleeved shirt: Uzun kollu gömlek

Scarf: Atkı,şal

Keep warm: Sıcak tutmak

Shine: parlamak


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder