Bu Blogda Ara

6 Nisan 2018 Cuma

UNIT 6- WORDS


Theme 6: BRIDGING CULTURES

aisle seat:koridor koltuğu

ancient:eski

baggage:bagaj

bill:fatura

boarding pass:biniş kartı

boring:sıkıcı

cheap:ucuz

check-in desk: kayıt masası

crowded:kalabalık

delicious:lezzetli

economy class: ekonomi sınıfı

exciting:heyecan verici

expensive:pahalı

fresh:taze

fries:patates kızartması

gate:kapı,geçit

greasy:yağlı

healthy:sağlıklı

juicy:sulu

large:geniş

menu:menü

modern:modern,çağdaş

one-way trip:tek yönlü yolculuk

order:sipariş vermek

passenger:yolcu

passport:pasaport

pay:ödemek

quiet:sessiz

relaxing:rahatlatıcı

round trip: gidiş dönüş yolculuğu

salty:tuzlu

seat belt: emniyet kemeri

serve:servis etmek,hizmet etmek

slurp:ağzını şapırdatarak yemek

small:küçük

sour:ekşi

spicy:baharatlı

steak:biftek

stressful:stresli

sweet:tatlı

travel agency: seyahat ajentası

window seat:cam kenarı

soup:çorba

fish:balık

rice:pilav,pirinç

green:yeşil

tea:çay

egg:yumurta

potato:patates

lemon:limon

orange:portakal

lentil:mercimek

black bean:siyah fasulye

pork:domuz eti

pasta:makarna

beef:sığır eti

milk:süt

flour:un

sheep:koyun

sea:deniz

food:yiyecek

cheese:peynir

bread:ekmek

capital:başkent

location:konum

weather:hava

important:önemli

place:yer

shopping:alışveriş yapmak

add: eklemek

airport

havaalanı

all greek to me: bir şeye yabancı kalmak

Ancient: eski, antik

Architecture: mimarlık

Arrive: varmak

Birthplace: Doğum yeri

Bite: ısırmak

Capital: başkent

Celebrate: kutlamak

Cheap: ucuz

Coin: madeni para

Come together: Biraraya gelmek

Competition: yarışma

Crowded: kalabalık

Cruise: Gemiyle gezmek

Customer: müşteri

Delicious: lezzetli

depart

kalkmak

departure gate

Çıkış kapısı

Dessert: tatlı

Destination: varış yeri

Greasy: yağlı

Impressed:etkilenmiş

Include:içermek

India: hindistan

Lentil:mercimek

Luggage:bagaj

Lunch:Öğlen yemeği

UNIT 5-WORDS


Theme 5: INSPIRATIONAL PEOPLE

attractive: çekici

awesome:harika

bald:kel

belt:kemer

blond:sarışın

blouse:bluz

boots:bot(lar)

boring:sıkıcı

bracelet:bileklik

cap:şapka

clutch: el çantası

coat:ceket

down-to-earth:gerçekçi

dress:elbise

earmuffs:kulaklık(lar)

easy-going:uyumlu

elegant:şık,zarif

flip flops:parmak arası terlik(ler)

generous:cömert

glad:memnun

gloves:eldiven(ler)

hairband:saç bandı

helpful:yardımsever

high-heeled shoes: topuklu ayakkabı(lar)

hug:kucaklamak

imaginative:yaratıcı

jealous:kıskanç

lazy:tembel

loose:bol

medium built:orta yapılı

medium height:orta boy

modest:alçakgönüllü

moustache:bıyık

necklace:kolye

optimist:iyimser

outgoing:dışa dönük

patient:sabırlı

pessimist:karamsar

polite:kibar

realistic:gerçekçi

reliable:güvenilir

ridiculous:komik

rude:kaba

sandals:sandalet(ler)

scarf:şal

shirt:gömlek

shorts:şort

shy:utangaç

sincere:samimi

skirt:etek

slippers:terlik(ler)

sneakers:spor ayakkabı(lar)

socks:çorap(lar)

spiky:dikenli

stingy:paragöz

straight:düz

stubborn:inatçı

suit:takım elbise

talented:yetenekli

tie:kravat

wavy:dalgalı

pretty:sevimli

handsome:yakışıklı

plump:tombul

curly:kıvırcık

fair:düz

dyed:boyalı

fat:şişman

thin:ince,zayıf

inspirational: İlham verici

teenager: ergen

personality: kişilik

plump: tombul

inspire: İlham vermek

dark skin: Koyu ten

handsome: yakışıklı

straight hair: Düz saç

possible: mümkün

dyed hair: Boyalı saç

medium build: Orta yapılı

description: açıklama

pretty: şirin

slim: ince

bald: kel

shoulder length: Omuz hizasında

moustache: bıyık

wavy: dalgalı

glasses: gözlük

blonde: sarışın

general appearance: Genel görünüm

attractive: çekici

middle aged: Orta yaşlı

height: boy

well built: yapılı

build: Vücut yapısı

curly: kıvırcık

beard: sakal

glad: memnun

pleased: memnun

displeased: memnuniyetsiz

talented: yetenekli

skilful: becerikli

unskilled: beceriksiz

elegant: şık

old fashioned: Eski moda

fashionable: Modaya uygun

tie back one's hair: Saçlarını toplamak

tying: bağlamak

loose hair: Saçlarını açmak

all skin and bone: bir deri bir kemik

extremely: Son derece

fat: şişman

Thin: zayıf

Celebrity: Ünlü kişi

Stand: Ayakta durmak

Smile: gülümsemek

stay in touch with: İletişimde kalmak

stay up to date: Güncel kalmak

spare time: Boş zaman

legend: efsane

admire: Hayran olmak

awesome: harika

breathe: Nefes almak

heal: iyileştirmek

move: birisini duygulandırmak

nervous: gergin

touch: dokunmak

go one's way: Kendi yoluna gitmek

all walks of life: Her kesimden

be proud of : Gurur duymak

brave: cesur

glitz and glamour: şan ve şöhret

charity: hayır kurumu

worldwide: Dünya çapında

author: yazar

novel: roman

fantastic: şahane

put on weight: Kilo almak

lose weight: zayıflamak

passion: hırs

tissue: Kağıt peçete

shy: utangaç

rude: kaba

generous: cömert

polite: kibar

imaginative: hayalperest

reliable: güvenilir

boring: sıkıcı

lazy: tembel

ridiculous: gülünç

sincere: samimi

stingy: cimri

stubborn: inatçı

outgoing: Dışa dönük

modest: Alçak gönüllü

patient: sabırlı

easy going:  anlaşması kolay, uysal

jealous: kıskanç

helpful: yardımsever

bold: Koyu renk yazılmış

down to earth: mantıklı

envious: kıskanç

stubborn: inatçı






UNIT 4- WORDS



Live on the edge: Riskli bir hayat sürmek

Afternoon: Öğleden sonra

Waterfall :şelale

Evening: akşam

At night: gece
Adventure: macera
In the morning: sabah
At noon: öğlen
Desire: İstek duymak


Mountain: dağ

On Thursdays: Perşembe günleri (günlerden önce “on” gelir.)

Forest: orman

On weekdays: haftaiçi

At the weekend: hafta sonu

Lake: göl

River: nehir

Always: Her zaman

İsland: ada

Usually: çoğunlukla

Beach: kumsal

Often : Sık sık

Ocean: okyanus

Sometimes: bazen

Desert: çöl

Rarely: nadiren

Hill: tepe

Never: Asla,hiç

Geographical features: Coğrafik özellikler

Volcanic eruption: Volkanik patlama

North Africa: Kuzey afrika

Earthquake: deprem

South Africa: Güney afrika

North America: Kuzey amerika

Avalanche: çığ

Tribal: kabile

Drought: kuraklık

Dance around the fire: Ateşin etrafında dans etmek

Landslide: heyelan

Flood: sel

Ride horse: Ata binmek

Hurricane: kasırga

Sudden explosion: Ani patlama

Sudden violent movement: Ani şiddetli hareketler

Earth’s surface: yeryüzü

Large amount of snow: Büyük kar kütlesi

Mass of rock: Kaya kütlesi

Suddenly and quickly: Aniden ve hızlı

Soil moving: Toprak hareketi

Beyond: öte

Storm: fırtına

Extremely: Son derece

Large wave: Büyük dalga

Earthquake: deprem

Natural disaster: Doğal afet

Scary: korkutucu

Bit: biraz

Unfortunately: maalesef

Experience: deneyim

Disaster: afet

Midnight: Gece yarısı

Heavy rain: Şiddetli yağmur

Regulation: düzenleme

Drift away: Uzağa sürüklenmek

Free from danger: Tehlikeden uzak

By the force of heavy water: Şiddetli suyun gücüyle

Earthquake drill: Deprem tatbikatı

Things fly in the air: Bir şeylerin havada uçuşması

By the way: Bu arada

Edge of a river: Nehir kenarı

Let nature take its course: Olayları akışına bırakmak

Part of our lives: Hayatımızın bir parçası

Face tsunamis: Tsunamiyle yüz yüze gelmek

Hard conditions: Ağır şartlar

Safety rules: Güvenlik kuralları

Sudden : ani

Early ages: Erken yaşlar

Less: az

Stay away: Uzak durmak

Safety: güvenlik

River bank: Nehir kıyısı

Rule: kural

Electrical wires: Elektrik telleri

Rich in mineral: Mineral açısından zengin

Geothermal energy: Jeotermal enerji

Alive tourism: Canlı turizm

Natural beauty: Doğal güzellik

Survive: Hayatta kalmak

Take the subject seriously: Konuyu ciddiye almak

Exactly: tamamen

Care: önemsemek

Government: hükümet

Detection: buluş

Warning system: Uyarı sistemi

Concluding sentence: Sonuç cümlesi

Supporting idea: Destekleyici fikir

Title: başlık

Topic sentence: Konu cümlesi

Strike: vurmak

Affect: etkilemek

Per hour: saatte

Magnitude: büyüklük

Cause: Sebep olmak

On record: kaydedilen

Occur: Meydana gelmek

Shoot a documentary: Belgesel çekmek

Zoo keeper: Hayvanat bahçesi bakıcısı

Wildlife photographer: Vahşi yaşam  fotoğrafçısı

Park ranger: Park bekçisi

Explorer: araştırmacı, kaşif

Put out fire: Yangını söndürmek

Fix the bike: Bisikleti tamir etmek

Survive hard conditions: Zor koşullarda hayatta kalmak

Journalist: gazeteci

Sand storm: Kum fırtınası

Continent: kıta

Strong wind: Şiddetli rüzgar

Journey: yolculuk

Communication: İletişim

Blow: esmek

Risky lifestyle: Riskli yaşam tarzı

Sleeved shirt: Uzun kollu gömlek

Scarf: Atkı,şal

Keep warm: Sıcak tutmak

Shine: parlamak